Zararlı Bakterilerin Düşmanı Kefir
Uzun yıllar saklanan kefir; dilden dile dolaşan hikâyeleri ile Kafkasların gençlik iksiri olarak anılmıştır. Kafkaslar kefiri su yerine içmektedir. Kafkasya’da hiçbir kanser vakasına rastlanmaması, hastalıkların çok az olması kefirin binbir derde deva şifa kaynağı ve sağlık mucizesi olarak benimsenmesini sağlamıştır.
Kefir, Kefir sütün mayalanması ile elde edilen tadı sodalı ayrana benzeyen fermente bir süt ürünüdür. Mayalanma sırasında oluşan karbonmonoksit sayesinde köpürme özelliği vardır.
Kefir vücudun temel fonksiyonları ve çeşitli faaliyetlerini sürdürmesi için gerekli olan faydalı bakterileri, mayaları, vitamin, mineral ve esansiyel aminoasitleri içermektedir. Kefir, B1, B2 ve K vitamini, kalsiyum, aminoasitler, folik asit bakımından zengin bir kaynaktır. Kefir içindeki mikroorganizmalar bol miktarda ( B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik asit, B12 ve biyotin ) sentezi yapar. B vitamini böbrek, karaciğer ve sinir siteminin düzenlenmesini sağlar, deri bozukluklarının düzelmesine yardımcı olur.
Kefirde bulunun triptofan sinir sistemini rahatlatıcı etkisi olan önemli bir esansiyel aminoasittir. Gevşeme ve uyku verici özelliğiyle gece rahat uyumanıza yardımcı olur.
Kefir iyi bir fosfor kaynağıdır. Fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için gereklidir ayrıca; karbonhidrat, yağ ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlar.
Kefirde bulunan laktoz süte göre daha azdır. Bu nedenle kefir laktoz intoleransı olan kişiler (laktozu sindiremeyen) için besin kaynağıdır.
E vitamini ve selenyumdan zengin olan kefir güçlü bir antioksidandır. Hücre yıkımına sebep olan toksin maddelerin oluşumunu ve çoğalmasını engelleyerek hücre yenilenmesine katkı sağlar.
Glisemik indeksi düşük olan kefir içerdiği proteinle birlikte midede uzun süre kalarak tokluk hissi verir ve kan şekerininde daha yavaş yükseltmesini sağlar.
Sindirime yardımcı olan bakteriler ( laktobasiller) bakımından zengin olan kefir, sindirim sorunu bulunanlar, kabızlık ve hazımsızlık çekenler için ideal bir içecektir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir, sindirim sisteminde mevcut bakteri ve mikropların temizlenmesine yardımcı olur, mide ülserine neden olan ‘helikobakter pilori’ isimli bakteriyi öldürür ve antibiyotik özelliği vardır. E. Coli ve Salmonella gibi patojen bakterilerin gelişmesine engelleyici etki yapmaktadır.
Yapılan çalışmalarda kefirde bulunan bakterilerin vücudun Alarjik tepkiler vermesine neden olan ‘IgE’ üretimini baskıladığı tesbit edilmiştir.
Epidemiyolojik çalışmalar beslenme ile hastalıklar arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Kefir ilaveli diyetler kullanılarak yapılan çalışmalarda antikanserojen, antibakteriyel, immünolojik, hipokplesterolomik, gastrointestinal ve metabolıik faydalar görüldüğü velirtilmiştir.
Düzenli kefir tüketmek tümör gelişimini önlüyor ve bu özelliği ile kanserin ilerlemesini durdurmak için kullanabilecek besinler arasında gösteriliyor.