Modern Toplumlarda Yaşlı Bakımı
Yaşlı, engelli ve kimsesiz çocuklar için inşa edilen bakım evleri…
Bu bakımevlerinden yaşlılar için olanına huzurevi adı konulmuş. Nedense pek kimsenin haz etmediği bir kelime. Soğuk, yalnızlığı hatırlatan, terk edilmişliği hissettiren… Ama en önemlisi de modern dünyanın bireyselleşmiş insanını temsil eden bir kurum.
Modern dünyanın şekillendiği 19. Yy ve sonrasında oluşan toplum, geleneklerinden sıyrılıp modern bir toplum olma gayretine girmiştir. Bunun ilk örneklerini de İngiltere, Fransa, İtalya’da görme olası. Bu ilk örnekliği temsil eden Avrupa ülkelerinde modern toplum önündeki en önemli handikap din olarak belirlenmiştir. Toplumsal olay ve olguların belirlenmesinde dinin etkisinin azalacağı savı, zamanla da ortadan kalkacağı umulmuştur.
Nitekim Max Weber, “büyüsü bozulmuş toplum” olarak adlandıracaktır dinden uzaklaşıp aklın şekillendirdiği toplum anlatırken. Modern toplum tüm yönleriyle aklı başat alan bir değişim oluşturmuştur.
Bu süreçte huzurevleri inşa edilmiştir. Rasyonel dedik ya! Huzurevinin oluşmasındaki rasyonel gerekçe de şöyle olmuştur: Hiç kimseyi bir başka kişinin bakımına bırakamayız, çünkü kişinin babası dahi olsa bakımı konusunda oğlunun vicdanına güvenemeyiz ve yaşlı kişinin kurumsal bir firma tarafından bakımının yapılması şarttır. Böylelikle yaşlı kişi huzurevinde, temel ihtiyaçlarında hiçbir aksama olmadan hayatını idame edecektir.
En büyük savunuları bu olsa gerek. Uzman kişilerden oluşan bakım evlerinde yaşlı kişi yeme içmesini düzenli yapacaktır, aç kalmayacaktır.
Yaşlı olan kişilerin tek dertleri yeme içme mi acaba? Bunun böyle olduğunu kabul eden modern batı toplumu 1980 sonrası dönemden itibaren bu hatadan dönmeye başlamıştır. Yaşlılar için manevi ihtiyaçların da gerekli kabul etmiş, dinin bir gereklilik olduğunu kabul etmiştir. Bu yönde çalışmalara yönelmişlerdir. Evde bakım, yaşlı bakım köyleri, yaşlı bakım sokakları, aileye yakın yerde kiralanan 1+1 daireler ve ailenin yaşlıya bakması halinde maddi destek olunacağı, bakımevlerine dini ritüeller ile ilgili din adamlarının gönderilmesi gibi çalışmalar başlamıştır.
Ülkemizde ise huzurevlerine yönlendirmelerin azalmaya başladığı tarih 2005 sonrası olmuştur. Evde bakım, yerinde bakım, rehabilatasyon, yarım gün bakım, annenin çocuğa bakması gibi etkinlikler yanında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılması ile doruğuna çıkan bir sosyal hizmet alanı oluşmuş ve en nihayetinde de 2018 seçimlerinden sonra oluşturulan yeni kabineye sosyal hizmet bakanlık düzeyine ulaşmıştır. Böylelikle ülkemizde yaşlı, engelli ve kimsesiz çocuklara yönelik maddi ve manevi yönden sahip çıkma çok önemsenen bir durum olma yolunda büyük yol kat etmiştir.
Yaşlı bakımı huzurevlerine terk edilen bir bakım süreci değildir artık. Yaşlı olmak herkesin(ölmezsek) karşılaşacağı bir durum olacaktır. Dünya nüfusunun her geçen gün yaşlandığı ve genç nüfusun da azaldığı son zamanlarda yaşlılarımızın aile yanında veya evinde bakımının önemine yeniden vurgu yapılmalı bu yönde iyileştirmelere ivme kazandırılmalıdır.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileği ile..